Da Vinci.. Tam adıyla Leonardo di ser Piero da Vinci, Rönesans İtalya’sına yön vermiş bir altın adam. Onu altın yapan ise tıpkı altın gibi ender bulunması çünkü kendisinin yaklaşık 10 bilim ve sanat dalında tecrübesi ve çalışmaları var, bunlara örnek vermek gerekirsek eğer; anatomist,yazar,ressam,filozof,heykeltıraş,jeolog,müzisyen… En ve en önemlisi ise mükemmel bir mimar. Leonardo da Vinci’nin bizlere kazandırdıkları saymakla bitmez, onu da Vinci yapan ise mükemmel olan hayal gücüdür. Şu anda hayatımızda olan çoğu şeyi da Vinci yıllar önce düşünmüştü, da Vinci yıllar önce insanların tıpkı balıklar gibi denizin altında vakit geçirebileceğini düşünmüştü, bir denizaltı projesi çizdi. Öyle ki insanların da kuşlar gibi uçacağını ön görmüştü da Vinci, hayal gücü ve mühendisliği bir araya gelince mükemmel işler çıkardı.

 

Avrupa’da Rönesans’ın etkileri tüm hızıyla devam ediyordu, adeta Avrupa sanat açısından altın çağını yaşıyordu. 15.yy’a denk gelen bu hadiseler sırasında Avrupa bilim ve sanat ile farklı bir çağa adım atmıştı Osmanlı’da ise Fatih Sultan Mehmet hayatını kaybetmiş ve yerine oğlu İkinci Bayezid geçmişti. Bayezid tahta geçtiği zaman dış politikayla neredeyse hiç ilgilenememişti öyle ki kardeşi Cem tahtta hak iddia etmişti ve gerek Rodos’un gerekse Papalığın eline geçmişti hal böyle olunca Bayezid’in deyim yerindeyse eli kolu bağlanmıştı ve aktif bir siyaset izleyememişti.

Bayezid’in saltanatını izleyen yıllarda ise Haliç’te bir taşıma sorunu baş göstermişti. Yolcu ve eşya naklini kolaylaştırmak adına Haliç’e bir köprü düşündü dönemin Padişahı Bayezid. Bu köprü projesi Sultan Bayezid için çok önemliydi, çevresinde ki tüm devlet adamlarının, mimarların,uzmanların fikrini alıp ummalı bir çalışma yürütüyordu. Çok sağlam bir iş isteyen Sultan Bayezid’in bu fikri ülke sınırlarını aşmıştı ve herkes tarafından duyulmuştu hatta ve hatta dönemin en iyilerinden biri olan Leonardo da Vinci bile duymuştu ve ilgisini bir hayli çekmişti. Leonardo hız kesmeden bu mükemmel proje hakkında hayal gücünü konuşturmaya başladı ve aklında bir şeyler parlamaya çoktan başlamıştı.

Da Vinci hemen aklından geçenleri Sultan Bayezid’e iletmek istedi ve bir mektup yazdı. Mektup hala Topkapı Sarayında arşivde bulunuyor. Tabii şimdi ki fırsatlar o zaman yok, şimdi birkaç tuşlamadan sonra istediğimiz yere ulaşıyoruz fakat o dönemlerde Leonardo’nun mektubu Sultan Bayezid’e tam 4 ay gibi bir süre zarfında ulaşmış. Leonardo’ya Sultan Bayezid olumlu yada olumsuz hiç bir dönüş yapmamış. Neden dönüş yapmadığı ile ilgili yazılı veya yazısız hiç bir kaynak yok fakat teoriler mevcut,yabancılar konusunda biraz tutucu olduğu bilinen Bayezid’in, Leonardo’ya sıcak bakmadığı tahmin ediliyor. Bayezid ummalı çalışmalarının meyvesini yaşadığı sorunlar nedeniyle yiyemedi. Şimdi Leonardo da Vinci’nin Bayezid’e yazdığı mektubu inceleyelim

Leonardo da Vinci’den Sultan Bayezide;

Ben kulunuz, efendimizin Galata’dan İstanbul’a bir köprü kurdurmak için teşebbüse geçtiklerini işittim. Lakin bu işe ehil bir kimse bulamadıklarını öğrendim. Bu işten anlayan kulunuz, arzularınızı gerçekleştirebilir. Köprü, yüksek bir kemer üzerine kurulacaktır. Fakat bu kadar yüksek kemerli bir köprü üzerinden kimsenin geçmek cesaretini gösteremeyeceğini düşündüğüm için kenarlarını tahta parmaklıklarla örteceğim. Kemeri, o kadar yüksek tasarlamamın sebebi, altından yelkenlilerin rahatça geçebilmeleri içindir. Efendimiz Hazretleri irade buyururlarsa, Anadolu sahiline kadar uzayacak, gerektiğinde açılır kapanır bir köprü dahi inşa edebilirim. Burada su daima hareket halinde olduğundan kenarların aşınmaması için bir çare düşündüm. Bununla su akıntısı dirsek ve kenarlara zarar vermeyecektir. İnşallah sultan hazretleri, bu aciz kulunun sözlerine inancını bağışlar da onu her zaman hizmetlerinde görmeyi arzular ve cevap vermek lütuflarını esirgemezler.”

Da Vinci’nin Haliç’e köprü projesi Osmanlı’da hayat bulmamış ve 2001 yılında Norveç’in Oslo kentinde hayat bulmuş.